26 Şubat 2010 Cuma

Zabıt Ceridesi

zabıt ceridesi

DEVRE : I CÎLT : 9 İÇTİMA : 2 T. B.M.M. ZABIT CERİDESİ »a« Altıncı içtima 12. HI. 1337 Cumartesi Münderecat Sayfa 70:71 71 1. — Zabtı sabık hülâsası 2. — îcravekilleri muamelâtı L — Tokad Mebusu Rifat Beyin, To- kad Bidayet Mahkemesinin lağvından do- layı Adliye Vekâletinden istizah takriri, ve Adliye Vekili Hafız Mehmet Beyin ce- vabı ve mumaileyhe itimat beyan olunması 71 : 82,82:83 3. — Âzayi kiram muamelâtı 84,92 1. — Kütahya Mebusu Ragıp Beyin, Maarif kadrolarını tesbit eden encümen- den istifası ' 84 2. — İstanbul'da Meclisi Mebusan Âza- sından iken ingilizler tarafından Malta'ya sevkedilmiş olan Gazianteb Mebusu Ali Cenani Beyin emsali veçhile Büyük Millet Meclisi âzasından addolunmasına dair Di- vanı Riyaset kararı 92 4. — Teklifler 84,85 T. — Kütahya Mebusu Cemil Beyin, istanbul'ca neşrolunan aflarla tecili mü- cazat kararnamelerinin gayrimuteber ad- di hakkında teklifi kanunisi (2/242) 84 2. — Yozgad Mebusu Süleyman Sırrı Beyin, Muhacirin Müdüriyeti Umumiyesi- nin lağvı hakkında teklifi kanunisi (2/243) 84 3. — Siird Mebusu Salih Efendinin, Siird - Musul yolunun turuku umumiye meyanma idhaline dair teklifi kanunisi (2/243 mükerrer) 84 Sayfa 4. — Elâziz Mebusu Hüseyin Beyin, Bolu hadisesinde şehit olan Binbaşı ihsan Beyin ailesine hidematı vataniyeden maaş tahsisi hakkında teklifi kanunisi (2/244) 85 5. — Takrirler 83,84 1. — içel Mebusu Nairn Efendinin, Hilâliahmer Cemiyetine muavenet icrası için mebusların dairei intihabiyelerinde teşviklerde bulunmalarına dair takriri 83 2. — Yozgad Mebusu Rıza Beyin, de- vairi Hükümette eshabı mesalihe teshilât irae edilmesine ve muamelei baridenin refine dair takriri " 84 6. — Sualler, istizahlar 71,82,84 1. — Tokad Mebusu Rifat 'Beyin, To- kad Bidayet Mahkemesinin lağvından do- layı Adliye Vekâletinden istizah takriri ve Adliye Vekili Hafız Mehmet Beyin cevabı 71 : 82,82:83 2. — Karahisan Şarki Mebusu Mustafa Beyin, şahadetnamesiz dâvavekilleri hak- kında Adliye Vekâletinden sual takriri 82 3. — Muş Mebusu Abdülgani Beyle refikinin, Muş Maarif Müdürü hakkında Maarif Vekâletinden sual takriri 84 4. — Konya Mebusu Abdülhalim Çelebi Efendinin, Ankara'dakL ihtikârın men'ine dair iktisat Vekâletinden sual takriri 84 5. — Ergani Mebusu Sırrı Beyin, Ayın- Page 2 İKİNCİ CELSË Açılma saati : 4,45 sonra REISÎ SANI — Doktor Adulan Beyefendi KÂTİP : Ziya Hurşit Bey (Lâsdstan) EEİS — Celseyi açıyorum. 4. — TEKLİFLER 1. — Kütahya Mebusu Cemil Beyin, İstan- bul'ca neşrolunan aflarla Tecili Mücazat karar- namelerinin gayrimuteber addi hakkında teklifi kanunisi (2/242) REİS — Istanbulca neşrolunan Tecili müca- zat kararnamesinin Büyük Millet Meclisinin tas- dikına iktiran etmedikçe gayri muteber adde- dilmesine dair Kütahya Mebusu Cemil Beyle rü- fekasının teklifi kanunisi var, Lâyiha Encüme- nine gönderiyoruz. 2. Yozgad Mebusu Süleyman Sim Beyin, Muhacirin Müdiriyeti Umumiyesinin lâğvi hak- kında teklifi kanunisi (2/243) REÎS — 1337 senesinden itibaren îskâni aşa- ir ve Muhacirin Müdüriyetinin ilgasına dair Yozgad Mebusu Süleyman Sırrı Beyin bir takri- ri var. Lâyiha Encümenine gönderiyoruz. 3.AZAYI KİRAM MUAMELÂTI 1. Kütahya Mebusu Ragib Beyin, Maarif kadrolarım tesbit eden encümenden istifası REÎS — Maarif Vekâleti Kadro Encümenin- den istifasına dair Kütahya Mebusu Ragib Beyin takriri var. YAHYA,GALÎB B. (Kırşehir) — Kaldı mı zaten? REÎS — Müsaade buyurunuz. 3. L_ Sür d Mebusu Salih Efendinin Siird - Musul yolunun turku umumiye meyantna idha- line dair teklifi kanunisi (2/243 M) REÎS — Sonra efendim Siird - Musul tariki- nin turku umumiye meyamna idhaliyle 1337 senesinde inşasına dair Siird Mebusu Salih Efen- dinin takriri var. Lâyiha Encümenine havale ediyoruz. 3. Mu§ Mebusu Abdülgani Beyle refiki- nin, Muş Maarif Müdürü hakkında Maarif Ve- kâletinden sual takriri REÎS — Muş Maarif Müdürü hakkında Ma- arif. Vekâletinden ; Muş Mebusu Abdülgani Bey- le refikinin sual takriri var, onu da Maarif Ve- kâletine gönderiyoruz. • - - 4, Konya Mebusu Abdülhalim Çelebi Efen- dinin, Ankara'daki ihtikârın men'ine dair İkti- sat Vekâletimden sual takriri REÎS — Ankara'da ihtikârın men'ine dair Konya Mebusu Abdülhalim Çelebi Efendinin takriri var efendim. Bu sual takriri mi nedirî anlaşılmıyor. ABDÜLHALİM ÇELEBİ Ef. (Konya) — Sual takriridir. - REÎS — O halde İktisat Vekâletine havale ediyoruz. 2. Yozgad Mebusu-Biza Beyin, devairi Hü- kümette ashabı mesaliha teshilât irae edilmesi- ne ve n\uamelei bäridenin refine dair takriri REÎS — Devairi Hükümette ashabı mesali- ha teshilât iraesine ve muamelei baridenin men'- ine dair Yozgad Mebusu Riza Beyin bir takriri vardır. Bunu da Heyeti Vekileye havale ediyo- ruz. 5. Ergani Mebusu Sim Beyin, Ayintab İstinaf Müddeiumumisi hakkında Adliye Vekâ- letinden sual takriri REÎS — Antep İstinaf Müddeiumumisi hakkında Adliye Vekâletinden sual takriri var- dır. Adliye Vekâletine havale ediyoruz. — 84 Page 3 i : 6 12.3 4, Elanız Mebusu Hüseyin Beyin, Bolu hadisesinde şehit olan Binbaşı îhsan Beyin^aüe- sine hidematt vataniyeden maa§ tahsisi hakkın- da teklifi kanunisi (2/244) RElS — Şehit Binbaşı îhsan Beyin ailesine hidçpı&tı vataniye tertibinden maaş itasına dair Blâziî Mebusu Hüseyin Beyin teklifi kanunisi var, I4yiha Encümenine havale ediyoruz. Efendim ruznamei müzakerata geçmeden ev- vel Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey söz is- tiyor. YAHYA GALÎB B. (Kırşehir) — Bendeni- zin de bir takririm vardı, okunmadı. VEHBİ Ef. (Konya) — Matbuat ve İstihba- rat Müdüriyeti Umumiyesinin hesabına bakmak üzere Meclisten ■ üç âza intihab olunmak için Meclis karar vermişti. Henüz intihab olunmadı. REİS — İntihabın teşriini rica ederim. (Kim yapacak sesleri). Şubelerce intihab yapı- lacak. (Şimdi yapalım). SÜLEYMAN SIRRI B. (Yozgad) — Şube- ler intihab etsin. REİS — Şubelerce intihab olunacaktır efendim. 7. — MÜZAKERE EDİLEN MADDELER 1. Maarif Vekâletinin İstiklâl Marş% hak- kmdaki tezkeresi MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. — Arkadaşlar, Istklâl marşları hakkında Veka- let tarafından vâki olan davet üzerine ne kadar marş elimize gelmiş i|e bunları bir encümen ma- rifetiyle tetkik ettirdik, neticeyi Heyeti Celile- nize arzettik. Bunları görmek arzu buyurdunuz. Matbu olarak tevzi edildi efendim. Bir nokta üzerine nazarı dikkatinizi celbetmek iste- rim. Bu İstiklâl marşları tarafı âlinizden tetkik edildikten sonra intihabınız hangi şiir üzerinde temerküz ederse ikinci bir muamele daha yapı- lacaktır. Bestekârlara ypllıyacağız, bestekârlar dahi bize muhtelif besteler yollıyacaklardır. On- lar arasında bir intihab daha yapılacaktır. Anadolu mücadelesi uzun müddetlerden beri devam ediyor, bunu ifade etmek, bunun ruhunu söyletmek üzere yazılmış olan bu şiirler ne kadar evvel bir karara iktiran ederse şüphesizki daha fazla müstefit oluruz. Heyeti celilenizden istirham ediyorum. Şiir- .1337 C : 2 1er mütalâa 'edilmiştir. Bunu bir heyete mi, bir encümene mi verirsiniz? Heyeti Umumiyece bir karara mı raptedersinıiz? Ne arzu buyurursa- nız yapınız. • • BEİS — Maarif Vekâleti bu İstiklâl Marşı- nın bugün ruznatneye alınarak müzakeresini arzu ediyor. Bugün (müzakeresini kabul eden- ler lütfen el 'kaldırsın. Kabul edildi efendim. MUHİTTİN BAHA B. (Bursa) — Muhterem , efendiler, söyliyeçeğim sözlerin yanlış anlaşıl- mamasını, bir maksadı mahsusa hamledilme- mesini teminen iptidaen bir hakikatten bahse- deceğim; bu Millî Marş müsabakası ilân edil- diği, zaman müsabakaya ben de iştirak etmek istedim. Fakat bu mesele öyle bir cereyan al- mıştır ki bendeniz bu müsabaka işinden sarfı- nazar ediyorum. (M) imzalı şiir bendenizindir. Bunu ithal buyurmayınız. Gene Kemalettin Kâmi namında biri vardır M aynı sebepten dolayı gazetemizde kendi şii- rini geriye almıştır. Bunun üzerine mütalâanı- zı beyan buyurursunuz. Bir Encümeni Edebî mi teşkil edersiniz, ne yapılacaktır? Ona göre. REİS — Burada bir mesele var. İstiklâl marşlarını doğrudan doğruya Heyeti Umumi- yede müzakere ederek bir karar mı vereceksi- niz, yoksa bir encümene mi havale edeceksiniz? YAHYA GALİP B. (Kırşehir) — Burada ol- sun, hepimiz anlarız. BESİM ATALAY B. (Kütahya) — Efendim, şiirler iki türlüdür. Ya hislerin mâkesidir, ya- hut derin veyahut ağlatıcı bir ruhun, ağlatıcı bir galeyanın aksidir. Şiir bu iki şekil üzerine doğarsa makbul ve muteberdir. Dünyada o şiirlerdir ki halk arasında yaşar. Ya yüksek ve bediî bir histen dağar, ya muhrik bir hele- candan, doğar. Böyle olmayıp da ısmarlama tarikiyle yazılırsa bu şiirler yaşamaz. Efendi- ler, bizim Cezayir Marşımız vardır. Bu ; halk arasında yaşıyor. Bu, müsabaka ile yazılma- mıştır. Bu; ağbyan 'bir ruhun, eline silâhını ala- • rak düşmana koşan, vatanına koşan bir ruhun hissiyatını terennüm eder. Marseyyez'in nasıl söylendiğini bilirsiniz. İnkılâbı Kebir esnasında - silâhını almış - koşan bir gencin söylediği şiir birden bire taammüm etmiştir. Evvelâ bu gibi şiirlerin memleketin mâruz kaldığı felâketlere - ağlıyara'k, titreye- rek - evvelâ güftesi değil, bestesi söylenir. Is- 85 Page 4 i : 6 12.3 marlaraia şiirlere verilecek memleketin parası yoktur. HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) — Ar- kadaşlar, bir hata üzerine, ¡bir. galatı niyet üzerine dikkati âlinizi celbetmek isterim. Bil- hassa para meselesi ile bu şiirler arasında bir münasebet bulniak, gayet yanlış bir noktai Ha- zar'dır. Memleketin kiıvayi maddiyesi ve mâneviyesi • vardır. îstilhlâsı vatan mücadelesini yapan milletin vekilleri, onun vekillerinin vekilleri halkın heyecanını ifade etmek üzere memleke- tin şairlerine müracaat etmiştir. Bu şairler ilk defa şiirlerini yazmamıştır. Arkadaşlar, bize şiirlerini yollıyan şairler, seneler arasında bü- tün memleketin kederlerini, ıstıraplarını, bü- tün mefahirini söyliyen şiirler yazmışlardır. Demek: para 'mukabilinde şiir mevzuufoahis de- ğildir. Biz halkın ruhunu, heyecanını ifâde eden şiirler yazmaları için şairlerimize müraca- at ettik. Hiç birisi para hakkında bir şey söy- lememiştir. Geçen defa işaret ettiğim üzere nazarı dikkatinizi celbediyorum : Mehmet Akif Bey - ki bu, şairler arasında para meselesinden 'kaçınan arkadaşlarımızdan ¡birisidir - zaten se- nelerden beri en yüksek ve en ilâhi bir belâ- ğatle yazmıştır. Yeniden yazmaktan çekinme- si ; bâzılarının hatırına para gelir, diye korkma- smdandır ve ona binaen yazmamıştır. Ben ge- len şiirleri okuduktan sonra, bu işte vazifedar ettiğiniz bir arkadaşınız sıfatiyle, arzu ettim ki bir kuvvetli şiir daha bulunsun ve kendile- rine müracaat ettim. Bunun üzerine kendileri de bir şiir yazdılar, gönderdiler. Besim Ata- lay Beyin halk şiirlerinin - bilhassa büyük va- kaya milliyeye taallûk eden şiirlerin - bir si- parişi mahsus üzerine doğmadığı sözü gayet varittir. Yalnız bizim şimdiye kadar mevcut olan şiirlerimiz bugünkü mücadelemizi ifade et- miyorsa şairlerimizin kendi duygularını- ifade etmeleri katiyen doğru değildir. Kendileri şu noktada haklıdırlar: Bütün şiirler ve millî şiir- ler cihanın en mâruf olan şiirleri, halk hare- ketleri arasından doğmuş olan şiirlerdir. Fa- kat itiraf ederim ki, bu şiirler aramızda daha doğmamıştır. Doğmasını arzu etmek bizim için bir vazifedir. Şairlerimize müracaat ettik ve bize çok güzel şiirler yazdılar. Bu şiirler ara- sında intihap hakkı Heyeti Aliyenize aittir. Şiirleri okuyunuz. Ben istirham ediyorum ki 1337 0:2 bir an evvel 'bu şiirin bestelenmesi için bir ka- rar ittihaz ediniz ve bütün milletin lisanına geçmesi için istical buyurunuz, bir karar veri- niz, tebliğ ediniz, ben de mesaimin ikinci kıs- mına geçeyim. Dr. SUAT B. (Kastamonu) — Beyler, esasen meslekim şiirle, edebiyatla iştigale müsait de- iğildir. Bu itibarla arzedeceğim izahatı şiir ve edebiyat' tenkidatı gibi arzetmiyeceğim. An- ıca'k Hamdullah Suphi Beyefendi geçenlerde bu kürsüde, (bu şiirleri inşat ettiği vakit, Meclis- te büyük'bir gürültü olmuştu. Ondan anlaşılı- yordu ki İstiklâl Marşı olarak bu şiirlerden bi- risinin intihap edilmesini teklif ederlerse çok güzel bir şey olacak. Bendeniz Akif Beyin di- ğer eserlerini de okumuşum. Esasen bir marş; bir milletin heyecanlarını, tahässüsatini teren- nüm etmek itibariyle kıymetli ise, Akif Beyin son yaptığı İstiklâl Marşından evvel inşat et- miş olduğu şiirler, zaten 'MkJayeti inşadından çok evvel bizim hissiyatımızı, tahassüsatıımtzı ifa- de etmiştir. Kendisinin, memleketin tahassü- satına 'karşı ne kadar kuvvetli bir 'kudreti şii- riyesi olduğunu ve Garp ve Şark âlemi hakkın- daki tahassüsatmın en güzel numunelerini (Sa- fahat) ismindeki eserleri gösterir. Bu itibarla bu kahramanı edebii tebcil etmemek, elden gel- mez. Bendeniz kendi namıma Mehmet Akif Beyin büyük bir unvan ile tertip ettiği eseri tetkik etmek istemem. Tahsisen bu meselede bunların içinde yazfmış olduğu marşların en gü- zeli İstiklâl Marşıdır ve bundan evvel de Mec- liste büyük bir vect uyandırmıştır. Onun için durudiraz ¡mütalâa etmeksizin bunun tasvip edil- mesini teklif ederim. HAGI TBVFİK Ef. (Kângırı) — Efendiler, bendeniz bu şiirin şu hakikat kürsülerine na- sıl çıktığına ta/bayıyür ediyorum. Bunu Meclisi Maarif kendisi intihap eder, kendisi tercih eder, kendisi yapar. Gerçi şiir bir meziyettir, gerçi şiir bir zdverdir, lâkin bir hayaldir. Bu- kürsü hakikata çıkması doğru : değildir. Eğer tercih lâzımgeliyorsa Akif Beyin şiiri gayet güzel yazılmıştır. Lâkin biz 'bugün âşiyanda değiliz. Millet Meclisinin kürsüsünde olduğu- muzu unutmıyalım, bunu Maarif Encümeni ken- disi mütalâa etsin, kendisi takdir etsin, ken- disi tercih etsin. (Doğru sesleri). TUNALI HİLMİ B. (Bolu) — Arkadaşlar mesele gayet mühimdir. Eğer bu marş milletin 86 — Page 5 i: 6 İS. 3 ruhunu kavrıyaibilecek bir marş ise onda ufa- cık Ibir yakışıksızlık diyelim, sonra o marş için pek büyük düşüklük verir. Biraz serbest söyli- * yemiyorum, kusura bî tenkidata girişecek değilim. Binaenaleyh yalnuz fitkrimi kısaca arzedleceğim. Katiyen Ham- dullah Suphi Beyin isticaline iştirak edemem. (Biz ederiz sesleri). Edemem; zira bir kere bu marş milletin ruhundan doğma bir marş değildir. Besim Ata- lay Beyin hakkı vardır. Milletin ruhuna tercü- man olacak bir marş oflmiali. (■Gürültüler). Mü- ' saade buyurunuz. RElS — Kesimiydim, böyle müzakere ede- meyiz ki. TUNÁLI HÎLMÎ B. (Devamla) — Bu o ka- dar müzakereye lâyıktır ki siz takdir edemezsi- niz. REFÎK ŞEVKET B. («araban) — Reis Bey Usulü müzalcere hakkında söz isterim. Müsaa- de buyurur musunuz? şirler sahiplerinin ma- idir. Beğenrsek rey veririz, beğenmezsek rey vermeyiz. Her kesin muhterem şahsiyetine teca- vüz etmiyerek kabul edelim veyahut etmiyelim rica ederim. TUNALI HÎLMÎ B. (Bolu) — Gerek şu şiire ve gerek şu manzumelere karşı bir şey söyledim mi ki böyle söylüyorsunuz? îsim zikretmedim, îyi dinleyiniz, kulaklarınızı açını». Arkadaşlar istirham ederim! Bunu, bir encümeni mahsusu ebedî teşkil edelim, oraya; havale edelim, bu man- zumelerin birini intihap etsin. Asıl ruhu mese- le, buradadır.. O encümeni mahsus intihap* et- tiği manzumenin sahibini çağırır, der ki ona, şu mısraı terkederseniz veya şu mealde tebdil ederseniz ve şu kelimenin bununla tebdili elzem- dir, o zaman o manzume daha parlak olur. Sa- hibi muvafakat eder ve manzume daha iyi olur. istirham ederim, bu noktaya dikkat buyurunuz. Arkadaşlar manzumenin baştan başa iyi olma- sını bütün samimiyetle arzu ediyorum ve bu tek- lifte bulunuyorum. (Gürültüler) Müsaade buyu- runuz bana biri imzalı, biri imzasız iki mektup geldi. Bu mektupta deniliyor ki: Diğer verilmiş olan manzumeleri de okuyunuz, onların içinde; intihap edilmiş olanlardan daha muvafıkı var- dır. (Handeler) (Memiş Çavuş sesleri) Sahibi mektup Garp Ordusuna gitti. Imzasiyle göste- rebilirim. Arkadaşlar tekrar ısrar ediyorum, bir 1337 d : S encümeni mahsusu edibi teşkil edilmelidir vè intihap onun reyine bırakılmalıdır. (Hayır ha- yır sesleri) (Gürültüler) REÎS — Efeidim müsaade buyurunuz. Trab- zon Mebusu Celâl Beyin İstiklâl Marşı ile bir takriri var. Riyaseti Celileye Mingayrihaddin karaladığım gayrimatbu İs- tiklâl Marşının Meclisi Âli huzurunda kıraet olunmasını teklif. eylerim. Trabzon Mebusu Celal REÎS — Müsaade buyurunuz rica ederim. Zannediyorum ki, bu Heyeti Celielerine dağıtı- lan manzumeler müddeti muayyene zarfında top- lanıp da şimdi intihap edilenlerdir. Bunun mü- sabıkaya ithali kabil midir efendim? (Hayır, hayır sesleri) ÎHSAN B. (Cebelibereket) — Şekil arama- yanız. Îyi ise dinliyelem (Muvafık sesleri). REÎS — Efendim müsaade buyurunu«. Tek- rar ediyorum. Muayyen bir zaman zarfında marş müsabakası ilân edildi. Onlardan Maarif Vekâleti intihap etmiş-, göndermiş. Şimdi bu gönderdiği marşlardan birinin intihabını Heyeti Umumiyede kendisi takip ediyor ve müzakere ediyoruz. Bu meyanda birisi Jjir marş gönde- riyor. Bunu kabul ettikten sonra yarın vâki olacak müracaatları da reddedemiyeceğiz. REFİK B. (Konya) — Nasıl reddedecek- siniz? îlânihaye devam edecektir. ÎHSAN B. (Cebelibereket) — Marş lâzım- dır. Hangisi güzel olursa o lâzımdır. REÎS — Bu marşın okunmasını kabul buyu- ranlar lütfen.el kaldırsın... Kabul edilmedi efen- dim. HAMDI NAMIK B. (İzmit) — Efendiler millî bir marş yapmak ihtiyacı hâsıl olmuş. Maa- rif Vekili şairleri ¡müsabakaya davet etmiş, bir- çok şiirler içerisinden birkaç parça intihap ve tabedilmiş. Bendeniz anlamıyorum. Bu bir Mec- lisi Millî işi midir? Bir encümeni edebî işi midir? (Millet işidir sesleri) Millet işidir. Şüphesiz efen- diler, fakat malûmu âliniz şiir meselesi bir sanat meselesidir. Eğer bunu tercih etmek hakkını biz deruhde ediyorsak aramızda şiirle tevvegul etmiş arkadaşlarımızdan bir encümeni edebî teşkil edelim, onlar tetkik etsinler. Geçen gün bu maksatla söylediğim bir söz suitelâkkiye uş- 87 — Page 6 1:6 12.S ramıştır. Binaenaleyh eğer bunun tetkiki için içimizden bir encümen teşkil etmiyeeek olursak o hak doğrudan doğruya Maarif Vekâletine aittir, noktai nazarını izah etsin ya kabul eder- siniz, yahut kabul etmezsiniz. Bunun uzun uzadıya sürünmesine hacet yoktur (Gürültüler) HÜSEYİN B. (Elâziz) — Maarif Vekâleti- ne ne kadar şiir verilmiş ise onlar yeniden bir encümene verilsin ve orada yeniden tetkik edilsin. MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUP- Hİ B. — Arkadaşlar! Refik Şevket Beyin sözünü tekrar ediyorum. Bu şiirler mevzuuba- his olduğu vakit lüzumsuz yere, hattâ arzumuz hilâfında şiirler yazmış olan arkadaşlarımız için böyle bir söz buradan çıkmamalıdır. Bahusus ki, arkadaşlar ısmarlama sözü ve halkm tercümanı olmaz sözü yanlıştır. Çünkü halkm mümessilleri olan sizlerin huzurunda okunan şiirin Heyeti Aliyeniz üzerindeki âzami tesirine bendeniz de şahit oldum. Eğer halk üzerine olan tesirini anlamak için kendi kalbimizden başka miyarı- nız varsa ó başkadır. Eğer halkm teessürünü ken- dimiz anlıyacak olursak halkın kalbini de anla- mış oluruz. Şimdi arkadaşlar bendeniz diyece- ğim ki : Yeni bir encümeni edebiye havale eder- sek bir fayda mutasavver olabilir. Eğer encü- men kararını verip bitirecek ise. Fakat zanne- diyorum Meclisinizin verdiği karar ve ısrar et- tiği nokta, kendisinin bu işi halletmeğidir. O halde encümenden çıkıp yine Heyetinize gele- cektir. Yine bu vaziyet hâsıl olacaktır. O halde burada yedi tane şiir vardır, Riyaset bunları ayrı ayrı reye vez 'etsin, hangisi tarafınızdan mazharı takdir olursa onu kabul edersiniz. (Doğru sesleri) REİS — Efendim müzakerenin kifayetine dair takrirler vardır. : Müzakerenin kifayetini reye koyacağım. Müzakereyi kâfi görenler lütfen el kaldırsın... Kabul,' edildi. Kırşehir Mebusu Yahya Galip Beyin bir tak- riri var. Riyaseti Celileye Muhittin Beyin inşad ettikleri marşm kür- süde taraflarından okunmasını teklif eylerim. 12 Mart 13.37 Kırşehir Mebusu Yahya Galip REİS — Kabul edenler lütfen ellerini kaldır- İ337 C : 2 sın.... Kabul edilmedi efendim. Efendim Muş Mebusu Abdülgani Beyin bir takriri vardır. • Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı Maarif Vekâletince müsabaka- vaz'edilmiş ve intihabı yine Vekâleti mezbure- ye ait bulunmuş olduğundan ve Meclisi Âli bir meclisi edebî olmadığından intihabının dahi Maarif Vekâletine ait olduğunu arz ve teklif eylerim. 12 Mart 1337 Muş Mebusu Abdülgani REÎS — Kabul edenler lütfen el kadirsin... Kabul edilmedi efendim. * Efendim Saruhan Mebusu Avni Beyin tak- riri var. Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı vatani bir parça olmakla be- raber her halde şayanı teslimdir ki şiiri, musi- kisi, vatani olması lâz,mgelen bu marşm tet- kiki her halde bir ihtisas ve ehli hibre meselesi- dir. Binaenaleyh, bu marşın tefrik ve kabulü için erbabı ihtisastan mürekkep bir encümene tevdii ve badehu bestelenmesini teklif eylerim. 12 Mart 1337 Saruhan Mebusu Avni REİS — Efendim bu teklifi kabul edenler Mtfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmedi. Şimdi efendim müzakerenin kifayetine dair muhtelif takrirler var. Yahut her marşı Heyeti Aliyenizin reyine koyalım. HASAN BASRÎ B. (Karesi) — Reis Bey! Bizim bir takririmiz vardır. Suat Beyin de bir takriri var. REİS — Meclisi Âli reyini ne suretle izhar ederse ondan sonra anlaşılacaktıîr. Riyaseti Celileye Müzakerenin kifayetini ve Mehmet Akif Be- yin İstiklâl marşının kabulünü teklif ederim. 12 Mart 1337 Kastamonu Mebusu Dr. Suat , Riyasete İstiklâl Marsının şubelerce teşkil edilecek Page 7 í : ê İ2 . 3 bir encümeni mahsus tarafından tetkik ve tasdik olunmasını teklif ederim. * 12 Mart 1337 Bolu Mebusu Tunalı Hilmi REİS — Bu takriri kabul edenler lütfen el- lerini kaldırsın. Reddolun¡du. Riyaseti Celileye Şiirin besteye gelip gelmemesi meselesi var- dır. Şuara ve bestekârlardan mürekkep bir encü- men teşkilini teklif eylerim. 12 Mart 1337 Ertuğrul Mebusu REİS — Aynı mealde birçok takrirler var- dır. Necip Beyin takririni kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddedildi. Riyaseti Celileye Bütün Meclisin ve halkın takdiratmıı celbe- den Mehmet Akif Beyefendinin şiirinin tercîhan kabulünü teklif ederim. 12 Mart 1337 Karesi Mebusu H. Basri Riyaseti Celileye Müzakerenin kifayetiyle Mehmet Akif Beyin marşının kabul edilmesini teklif eylerim. 12 Mart 1337 Ankara # Şemseddın Riyaseti Celileye İstiklâl marşlarım matbu varakalarda hepi- miz ayrı ayrı tetkik ettiğimizi için encümene ha- valesine lüzum yoktur. Mehmet Akif Beye ait olanının Millî marş olarak kabulünü teklif ede- rim. 12 Mart 1337 Bursa Mebusu Operatör Emin Riyaseti Celileye Kâffei ervahı islâm üzerinde kıraati heye- canlar tevlit edecek derecede icazkâr olan büyük İslâm Şairi Mehmet Akif Beyin marşının takdi- ren kabulünü teklif eylerim. 12 Mart 1337 Bitlis Mebusu Yusuf Ziya 1337 C : 2 Riyaseti Celileye Ötedenberi İslâmm ruhnevaz şairi Akif Beyè- fendindn İstiklâl Marşı her veçhile müreccah ve Meclisi Âlinin ruhu mâneviyesine evfak olmakla kabul edilmesini teklif ederim. 12 Mart 1337 İsparta Mebusu İbrahim Riyaseti Celileye Mehmet Akif Bey tarafından inşat edilen marşın kendi tarafından kürsüde kıraat edilme- sini teklif eylerim. 12 Mart 1337 Kırşehir Mebusu Yahya Galip REİS — Bu takrirlerin hepsi Mehmet Akif Beyin şiirinin kabulünü mutazammmdır. (Reye sesleri). Müsaade buyurunuz, rica ederim müsaa- de buyurunuz efendiler. TUNALI HİLMİ B. (Bolu) — Reis Bey mü- saade buyurursanız Mehmet Akif Beyin marşının reye vaz'mdan evvel bendeniz ufacık birşey rica edeceğim. Tepdil edilmesi ihtimali vardır. REİS — Müzakere bitmiştir efendim rica ederim. SALİH Ef. (Erzurum) — Bendeniz birşey arzedeceğim. REİS — Müzakere bitmiştir. Maarif Vekâle- tinin teklifi vardır. Her marşı ayrı ayrı reye koyunuz diye teklif etmişlerdi. Her marşın ayrı ayrı reye vaz 'mı kabul ^buyuranlar lütfen el kal- dırsın. Kabul edilmedi. Ohalde bu takrirleri reye koyacağız. Basri Beyin takririni reye koyuyorum (Basri Beyin takriri tekrar okundu). REİS — Basri Beyin takririni kabul buyu- ranlar ellerini kaldırsın. Kabul edildi efendim. (Gürültüler ve ret sadaları). REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) — Reis Bey! Mehmet Akif Beyin şiirinin aleyhinde bulunan- lar da ellerini kaldırsın ki ona göre muhaliflerin miktarı anlaşılsın. (Muvafıktır, anlaşılsın sada- ları) . REİS — Bu takriri.kabul edenler, yani Meh- met Akif Beyefendi tarafından yazılan marşın İs- tiklâl Marşı olmak üzere tanınmasını kabul eden- ler lütfen el kaldırsın. Ekseriyeti azîme ile kabul edildi. MÜFİT Ef. (Kırşehir) — Reis Bey yalnız birşey arzedeceğim. Hamdullah Suphi Beyin bu — 89 Page 8 marşı bu kürsüden bîr daha okumasını rica edi- yorum. (Gürültüler). REFİK B. (Konya) — Milletin ruhuna ter- cüman olan işbu İstiklâl Marşının ayakta okun- masını teklif ediyorum. REÎS — Müsaade buyurunuz efendim. He- yeti muhtereme bu marşı kabul ettiğinden tabii resmî bir istiklâl Marşı olarak tanınmıştır. Bina- enaleyh ayakta dinlememiz ieabeder. Buyurunuz efendiler; (Hamdullah Suphi Bey İstiklâl Marşını kür- süde okudu, âzayi kiram kaimen sürekli alkışlar arasında dinlediler) : İstiklâl marşi Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim Milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim Milletimindir ancak. Çatma kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl Kahraman ırkıma bîr gül! ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl.. Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklâl. 3 Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, Hangi çılgın bana zeneir vuracakmış? şaşarım! Kükremiş sel gibiyim ; bendimi çiğner aşarım ; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. 4 Garbin afakini sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göksüm gibi serhaddim var. Ulusun korkma! nasıl böyle bir imanı boğar, «Medeniyet!» dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et göğdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana" vadettiği günler Hakkın.. Kimbilir belki yarın.. Belki yarından da yakın. 6 Bastığın yerleri «toprak» diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı; Verme, dünyaları alsan da, bu ceninet vatanı. 133*? Kim bu cennet yatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hûda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. 8 Ruhumun senden ilâhi, şudur ancak emeli, Değmesin mabedimin göksüne namahrem eli. Bu ezanlar - ki şahadetleri dînin temeli - Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecdile bin secde eder - varsa - taşım, Her cerihamdan ilâhi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruhu mücerret gibi yerden naşım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım, 10 Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâli. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi halâl. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal : Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır ; hakka tapan, milletimin istiklâl. Mehmet Akif 8. BEYANAT 1. Hariciye Vekâleti vekili Muhtar Beyin, Papa 15 nci Benova'dan Mustafa Kemal Paşaya mevrut telgraf ile ona verilen cevap hakkında beyanatı: • REİS — Hariciye Vekâleti Vekili Muhtar Beyefendinin beyanatı vardır. Buyurunuz efen- dim. , . ■ . HARİCÎYE VEKİLİ MUHTAR B. (Derea- adet) — Efendiler; Şark'ta en kavi ve en mun- tazam bir Hükümeti Islâmiyenin Türkiye Bü- yük Millet Meclisi Hükümeti olduğunu hırısti- yan aleminin en büyük ve en ruhanî makamım işgal eden bir zatın ağzından işitmiş olmaktan müftehir olmanız iğin Reisi Muhteremèmiz Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Katolik ale- minin en büyük reisi ruhanisi olan Papa Haz- retleri tarafından gönderilen bir mektup ile paşa hazretleri tarafından cevaben yazılmış olan telgrafı Meclisi Âlinize tebliğ etmiş ol- mak üzere müsaadenizle kıraat edeceğim. Ma- lûmu âliniz Papalık Hükümdar makamıdır. Bu- nun ise bir Hariciye Nazırı vardırki o da Kar-


"İstiklal" demek "bağımısılık" demektir. "İstiklal Marşı" demek "bağımsızlık marşı" demektir. Tıpkı Amerikanın bağımsızlık marşı gibi. İstiklal harbi bağımsızlık savaşı demektir, Kurtuluş savaşı demek değildir. Neden kurtuluş , dedelerimizden ve tarihimizden mi Asla ve hayır diyenler buraya...

7 Nisan 2009 Salı

İSTİKLÂL MARŞI'MIZIN EN İYİ TAHLİLCİSİ: YAŞAR ÇAĞBAYIR yazısı

İSTİKLÂL MARŞI'MIZIN EN İYİ TAHLİLCİSİ: YAŞAR ÇAĞBAYIR

İSTİKLÂL MARŞI'NIN KABUL TARİHİ

Yaşar ÇAĞBAYIR

Geçenlerde bir öğretmen arkadaşa misafirliğe gitmiştik. Öğretmen arkadaş öğrencilerin Millî Mücadelemizin bir destanı niteliğinde olan İstiklâl Marşı'nın kabulü ile ilgili olarak değişik tarihler ileri sürdüklerini ve her biri de kendi söylediğinin doğru olduğunu iddia ettiğini söyledi.

Okullarda bu tarihin farklı farklı öğretildiğini belirtti. Bu konuşma benim geçmişte hazırlamış olduğum bir rapora kadar uzandı. Demek ki yine aynı hatalar tekrar edilmeye başladı. Güncelliği dolayısıyla o rapordan söz etmek yerinde olacak diye düşünüyorum.

Bir zamanlar müfettişler, sınıflarda öğrencilerin huzurunda öğretmene İstiklâl Marşı'nı söz olarak ezbere okutarak denetimde bulunuyorlardı. Fakat İstiklâl Marşı'nın kabul tarihine gelince dört ayrı tarihle karşılaşır olmuştuk. Malûm işimiz kalıp olarak ezberlemek. Hiç düşünmek, muhakeme etmek, araştırmak, biraz kafa yormak yok. Biri kalkar 25 mart 1925 der. Nereden biliyorsun denildiğinde "Kitapta öyle yazıyor" der. Bakarız kitaba gerçekten öyle. Başka biri 14 Mart, bir diğeri 25 Mart gibi farklı tarihler ortaya atarlar. Ama hiçbiri de kaynaktan yararlanarak işin doğrusunu bulmayı akıl edemez. En çok başvurduğu yer de elindeki ders kitabıdır. Ders kitabı.... evet en doğrusunun orada bulunması gerekirken... Güvenilecek gibi değil... İş başa düşer... Başladım araştırmaya... Sonunda bir rapor hazırladım ve "makam atlamama"nın gereklerini yerine getirerek aşağıdaki raporu Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'na kadar iletilmesi için ilgililere sundum.

"Okul kitaplarında ve İstiklâl Marşı üzerine yazılmış kitaplarda Millî Marşımızın kabul tarihi ile ilgili değişik tarihlere rastlanmaktadır. Bir öğretmen olarak hangisini öğreteceğimizi şaşırdık. Doğrusunun hangisi olabileceği üzerinde araştırma yapmaya kalkıştığımızda şu tarihlerle karşılaşmış olduk:

"....BMM'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda... resmî marş olarak kabul edildi." [Meydan Larus, İstiklâl Marşı Maddesi s. 519]

"BMM'nin 14 Mart 1921 tarihli toplantısında... millî marş olarak kabul edildi." [Türkçe-6, Kemal Demiray, 1. bas. 1982; Ortaokullar için Türkçe-1, 2. bas. Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1983, 12/12/1 s.2.]

"... Bunun (İstiklâl Marşı'nın) Kurtuluş Savaşının en bunalımlı yılında (14 Mart 1921) yazılmış olduğunu belirtiniz." [Kemal Demiray, Temel Eğitim Okulları 6,7,8 sınıf Türkçe Öğretmen Kılavuzu, 1. bas. Millî Eğitim Basımevi, İstanbul, 1982, s. 5]

Temel Eğitim Okulları Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi (İsmet Parmaksızoğlu)'nin 105. sayfasına alınmış bir okuma parçasında "Meclisin 12 Mart 1921 tarihli toplantısında ... okunarak ayakta alkışlandı. 25 Mart 1921 tarihli toplantısında ise ... İstiklâl Marşı adıyla kabul edildi." [İlhan Yardımcı, İstiklâl Marşı'nın Kabulü, Marmara, 25 Mart 1981] olarak geçmektedir.

Resmî Gazete'nin fotokopisi (Eski Yazı ile): "Ceride-i Resmiye, Pazartesi 11 Recep 1339, 12 Mart 337" İstiklâl Marşının metni ve altında "Mehmed Akif, kabul tarihi 12 Mart 337, ictima: 6, celse:2" yazılı. [Bu fotokopi, Resimlerle İstiklâl Marşı, Ekonomik ve Sosyal Yayınlar AŞ. Ankara 1976, Okul Yayınları Serisi, Yayın No:1, s. 19'da yayınlanmıştır.]

"İstiklâl Savaşı sırasında yazılmış, 25 Mart 1925 yılında TBMM'nde dört defa ayakta dinlenerek yüzlerce şiir arasından millî marş olarak seçilmiştir". [Aynı eser, s. 15]
Görüldüğü gibi İstiklâl Marşı'nın kabulü ile ilgili dört değişik tarih mevcuttur:
12 Mart 1921,
14 Mart 1921,
25 Mart 1921,
ç) 25 Mart 1925.
Bunların içinde en inandırıcı görüneni ve güveniliri Resmî Gazete fotokopisi olmalıdır. "Kabul tarihi: 12 Mart 337" Burada eski (Rumî) takvimle bugün kullandığımız takvim arasında 13 günlük bir fark olduğu düşünülerek 25 Mart olacağı sanılabilir. Fakat 1917 yılında bu 13 günlük farkın giderilerek Rumî takvimdeki 1 Mart'ın, şimdiki 1 Mart'a getirildiği Türk Ansiklopedisi'nin Takvim maddesinde belirtilmektedir. Bu durumda İstiklâl Marşımızın kabul yılı olan 1921'de bu 13 günlük fark bulunmamaktadır. Gün olarak Resmî Gazete'deki 12 Mart, bugünkü 12 Mart'tır. 337 ise bugünkü kullandığımız takvime göre 1921'dir.
Sonuç olarak:
Çeşitli kitaplarda ve ders kitaplarında görülen diğer tarihler yanlıştır, 12 Mart 1921 olarak düzeltilmeli ve öğrencilere bu şekilde öğretilmelidir.
(EK. Ceride-i Resmî'nin İstiklâl Marşı metninin yer aldığı 12 Mart 337 tarihli sayfasının fotokopisi)
Bu rapora karşılık Millî Eğitim Bakanlığından alınan yazı aynen şöyledir:


TC
MİLLÎ EĞİTİM GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
Sayı, 611.EĞD.Başk.Koi.Şb. Md. 12204 Ankara, 8 Ekim 1984
Konu: İstiklâl Marşı'nın kabul tarihi
AYDIN VALİLİĞİNE
(Millî Eğitim Gençlik ve Spor Müdürlüğü)

İLGİ: Aydın Valiliği Millî Eğitim Müdürlüğünün 22.3.1984 tarih ve Orta Öğ. 311/9071 sayılı yazısı.
İliniz Söke 100.Yıl Atatürk İlköğretim Okulu öğretmeni Yaşar ÇAĞBAYIR'ın İstiklâl Marşı'nın kabulündeki tarih değişikliği hakkındaki İLGİ dilekçesi ve raporu, Başkanlığımızca incelenmiş, yapılan araştırmalar sonucunda, İstiklâl Marşının kabul tarihinin 12 Mart 1921 olduğu tespit edilmiştir.
Raporda sözü edilen Bakanlığımız kitaplarında, bu doğrultuda gerekli düzeltmeler yapılmak üzere not alınmış ve çalışmalara başlanmıştır.
Bilgilerinizi rica ederim.
Bakan adına.
Ülkü BİLGEN
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı

21 Mart İstiklâl Marşımızın TBMM'de kabul edilişinin yıl dönümüdür.
İşte bu olay bana İstiklâl Marşı üzerinde derinlemesine çalışma yolunu açmış oldu. Ve önce "Türk'ün Bayrak Mücadelesi Açısından İstiklâl Marşı'nın Tahlili"ni yazdırdı. daha sonra tekrar gözden geçirerek daha geniş bir eser olan "İstiklâl Marşı'nın Tahlili"nin meydana getirilmesine vesile oldu. Birincisinin mevcudu kalmadı. İkincisi ise Diyanet Vakfı yayınları arasında ikinci baskısını yaptı. Dileyenler Diyanet Vakfı Yayınevlerinden veya Müftülüklerden temin edebilirler. Bu vesile ile Mehmet Âkif'i rahmetle anar, Allah'ın engin bağışına mazhar olmasını dilerim. Yeni Söke Gazetesi, 12 Mart 2002 Salı, Yıl: 9, Sayı: 2418

Yaşar Çağbayır
Biyografisi:
3 Mayıs 1945 tarihinde Denizli'nin Kocapınar köyünde doğdu. Orta hâlli bir çiftçi ailesinin çocuğudur. İlkokulu aynı köyde, ortaokulu Acıpayam'da bitirdikten sonra Denizli Lisesi'nde öğrenimine devam etti. Daha sonra da Bursa Eğitim Enstitüsü Türkçe (1968), Anadolu Üniversitesi AÖF Türk Dili ve Edebiyatı (1991) bölümlerini bitirdi. İlk görevine Konya-Ereğli Halkapınar Ortaokulu'nda başladı. Denizli ve Söke'de çeşitli okullarda çalıştıktan sonra 1985 yılında Söke İlçe Millî Eğitim Şube Müdürlüğü görevine atandı. Aynı dairede Oyhan H. Bıldırki ve Abdülkadir Güler ile birlikte görev yaptılar. Daha sonra 1992 yılında bakanlık değiştirme zorunda bırakılarak Söke Ziraat Teknik Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğine atandı. Evli ve iki çocuk babası olan yazar Çağbayır, yerel gazeteler ve Beşparmak Dergisi'nde yazdığı araştırma inceleme yazıları, makale ve hikâyeleriyle tanınıyor.
OYHAN HASAN BILDIRKİ http://oyhanhasan.sitemynet.com/oyhan/

Çanakkale şehitlerine- ekmek teknesi

http://www.youtube.com/watch?v=BgMj6l2-UaU[/youtube]

İstiklal marşının yayınlandığı ceride-i resmiye ( resmi gazete) 21 mart 1921

İstiklal marşının yayınlandığı ceride-i resmiye ( resmi gazete)

http://img128.yukle.tc/images/7195istiklal_marsi_resmi_gazetede.jpg









. .

İngilizce İstiklal Marşı - wiktionary

Fear not! For the crimson flag that proudly ripples in this glorious twilight, shall not fade,
Before the last fiery hearth that is ablaze within my nation is extinguished.
For That is the star of my nation, and it will forever shine;
It is mine; and solely belongs to my valiant nation.
Frown not, I beseech you, oh thou coy crescent,
But smile upon my heroic race! Why the anger, why the rage? ¹
This blood of ours which we shed for you shall not be blessed otherwise;
For Freedom is the absolute right of my God-worshiping nation.
I have been free since the beginning and forever shall be so.
What madman shall put me in chains! I defy the very idea!
I'm like the roaring flood; powerful and independent,
I'll tear apart mountains, exceed the heavens ² and still gush out!
The lands of the West may be armored with walls of steel,
But I have borders guarded by the mighty chest of a believer.
Recognize your innate strength, my friend! And think: how can this fiery faith ever be killed,
By that battered, single-fanged monster you call "civilization"? ³
My friend! Leave not my homeland to the hands of villainous men!
Render your chest as armor and your body as trench! Stop this disgraceful rush!
For soon shall come the joyous days of divine promise...
Who knows? Perhaps tomorrow? Perhaps even sooner!
View not the soil you tread on as mere earth - recognize it!
And think about the shroudless thousands who lie so nobly beneath you.
You're the noble son of a martyr, take shame, hurt not your ancestor!
Unhand not, even when you're promised worlds, this paradise of a homeland.
What man would not die for this heavenly piece of land?
Martyrs would gush out should one simply squeeze the soil! Martyrs!
May God take all my loved ones and possessions from me if He will,
But may He not deprive me of my one true homeland for the world.
Oh glorious God, the sole wish of my pain-stricken heart is that,
No heathen's hand should ever touch the bosom of my sacred Temples.
These adhans, whose shahadahs are the foundations of my religion,
May their noble sound last loud and wide over my eternal homeland.
For only then, shall my fatigued tombstone, if there is one, prostrate a thousand times in ecstasy,
And tears of fiery blood shall flow out of my every wound,
And my lifeless body shall gush out from the earth like an eternal spirit,
Perhaps only then, shall I peacefully ascend and at long last reach the heavens.
So ripple and wave like the bright dawning sky, oh thou glorious crescent,
So that our every last drop of blood may finally be blessed and worthy!
Neither you nor my race shall ever be extinguished!
For freedom is the absolute right of my ever-free flag;
For freedom is the absolute right of my God-worshiping nation!

[edit] Footnotes

1: There is a literary element being employed here that may not be immediately noticeable. The Turkish flag is comprised of a white crescent and star superimposed on a crimson background. The poet is creating an imagery of a crescent and comparing it to the frowning eyebrows of a sulky face. To be specific, the flag (and the spirit of freedom which it embodies, under threat from invading nations against whom victory initially seems impossibly difficult to achieve, hence "coy") is being treated as a coy maiden with a sulky face (symbolically, the resentment of the invasion) who is playing hard-to-get. That is, the "coy" flag is being "playful" about letting the troops achieve ultimate victory and thus, freedom.

2: A literal translation of this word would be "the infinites" - a Turkish poetical word (with no direct English translation) that refers to everything that is perceived infinite by Man: the heavens, the oceans, the horizon, the Universe, etc.

3: Again, some explanation is required. What is being referred to as "civilization" is the invading European nations (France, Britain, Italy and Greece, to be specific) and their modern armies, which were superior in terms of equipment and manpower to the war-stricken, undermanned, and underfed Turkish forces that were hastily assembled by patriotic civilians and ex-military officials following World War I. This tight collaboration between civilians and former armed officials was due to the Ottoman Imperial Court's internal corruptions and the presence of individuals in power who preferred to protect their own interests rather than the interests of the greater public. (see Sultan Vahdeddin and Damat Ferid Pasha) This self-preserving behavior manifested itself as political inaction, an openness to foreign manipulation, trecherous collaborationism and the much-protested acceptance of an unjust treaty - actions that ultimately resulted in a hurt national pride, widespread feelings of resentment and humiliation, as well as the anarchic dissolution of the Empire. It was at such a grim point in time that a defiant new organization of armed and civil forces, led by Ataturk, gave the people hope for the future through a series of successful battles and liberation campaigns, which gradually turned into an increasingly successful War of Independence.
Thus, the poet is calling out to the Nation, and saying that while "the lands of the West may be armed with walls of steel", i.e. "while these European armies may have seemingly impenetrable/unbeatable modern technology and weaponry, do not be fooled/discouraged by their apparent superiority. Look at what we have accomplished so far with virtually non-existent arms and supplies! We are horribly fatigued, and at a disadvantage in every conceivable way, yet we still are able to succeed in our battle for liberty! This seemingly undefeatable 'monster' has had almost every one of its teeth knocked out (hence, 'single-fanged') by our victorious campaign! Our motivation, faith, and internal drive is what has and will continue to carry us through, and that is something that our enemies cannot remotely match. All we need for ultimate victory is the ability to recognize our true 'innate strenghts': a 'fiery faith' and the 'mighty chest (i.e. heart) of a believer'.

4: Prostration is the act of laying one's forehead on the ground as part of Muslim sacred ritual (see Namaz, As-Sajda or Salah). The image being painted here is that of a battle-fallen and pain-stricken man, who becomes ecstatic following the victorious end of the War of Independence. This is a man whose mind, body and soul have at long last found peace, and may finally ascend and reach the heavens, knowing that his homeland is finally safe and sound and that all his suffering was all worth it in the end.

wikili yazlım:


:'''[[Fear not!]] For the [[crimson]] [[flag]] that [[proudly]] [[ripple]]s in this [[glorious]] [[twilight]], shall not [[fade]],'''
:'''Before the last [[fiery]] [[hearth]] that is [[ablaze]] within my [[nation]] is [[extinguished]].'''
:'''For That is the [[star]] of my nation, and it will [[forever]] [[shine]];'''
:'''It is mine; and [[solely]] belongs to my [[valiant]] nation.'''

:'''[[Frown not]], I [[beseech]] you, oh [[thou]] [[coy]] [[crescent]],'''
:'''But [[smile]] upon my [[heroic]] [[race]]! Why the [[anger]], why the [[rage]]?''' [[¹]]
:'''This blood of ours which we [[shed]] for you shall not be [[blessed]] [[otherwise]];'''
:'''For [[Freedom]] is the [[absolute]] right of my [[God]]-[[worshiping]] nation.'''

:I have been [[free]] since the beginning and [[forever]] shall be so.
:What [[madman]] shall put me in [[chain]]s! I [[defy]] the very [[idea]]!
:I'm like the roaring flood; powerful and independent,
:I'll [[tear]] [[apart]] [[mountain]]s, [[exceed]] the heavens [[²]] and still [[gush out]]!

:The [[land]]s of the [[West]] may be [[armored]] with walls of [[steel]],
:But I have borders [[guarded]] by the [[mighty]] [[chest]] of a [[believer]].
:[[Recognize]] your [[innate]] [[strength]], my [[friend]]! And think: how can this [[fiery]] [[faith]] ever be [[killed]],
:By that [[battered]], single-[[fanged]] [[monster]] you call "[[civilization]]"? [[³]]

:My [[friend]]! Leave not my [[homeland]] to the hands of [[villainous]] men!
:[[Render]] your [[chest]] as [[armor]] and your body as [[trench]]! Stop this [[disgraceful]] [[rush]]!
:For soon shall come the [[joyous]] days of [[divine]] [[promise]]...
:Who [[knows]]? Perhaps [[tomorrow]]? Perhaps [[even]] [[sooner]]!

:[[View]] not the [[soil]] you [[tread]] on as [[mere]] [[earth]] - [[recognize]] it!
:And think about the [[shroudless]] [[thousand]]s who [[lie]] so [[nobly]] [[beneath]] you.
:You're the noble son of a [[martyr]], take [[shame]], [[hurt]] not your [[ancestor]]!
:[[Unhand]] not, even when you're [[promised]] worlds, this [[paradise]] of a [[homeland]].

:What man would not [[die]] for this [[heavenly]] [[piece]] of land?
:[[Martyrs]] would [[gush out]] should one [[simply]] [[squeeze]] the [[soil]]! [[Martyr]]s!
:May God take all my loved ones and possessions from me if He will,
:But may He not [[deprive]] me of my one [[true]] [[homeland]] for the world.

:Oh [[glorious]] [[God]], the [[sole]] wish of my [[pain]]-[[stricken]] [[heart]] is that,
:No [[heathen]]'s [[hand]] should ever touch the [[bosom]] of my [[sacred]] [[Temples]].
:These [[adhan]]s, whose [[shahadah]]s are the foundations of my [[religion]],
:May their [[noble]] sound [[last]] [[loud]] and [[wide]] over my [[eternal]] [[homeland]].

:For only then, [[shall]] my [[fatigued]] [[tombstone]], if there is one, [[prostrate]] [[⁴]] a thousand times in [[ecstasy]],
:And [[tears]] of [[fiery]] [[blood]] shall [[flow out]] of my every [[wound]],
:And my [[lifeless]] body shall [[gush out]] from the [[earth]] like an [[eternal]] [[spirit]],
:Perhaps only then, shall I [[peacefully]] [[ascend]] and at long last [[reach]] the [[heaven]]s.

:So [[ripple]] and [[wave]] like the [[bright]] [[dawning]] [[sky]], oh [[thou]] [[glorious]] [[crescent]],
:So that our every [[last]] [[drop]] of [[blood]] may finally be [[blessed]] and [[worthy]]!
:[[Neither]] you [[nor]] my race shall ever be [[extinguished]]!
:For [[freedom]] is the [[absolute]] [[right]] of my [[ever]]-[[free]] [[flag]];
:For [[freedom]] is the [[absolute]] right of my [[God]]-[[worshiping]] [[nation]]!

== [[Footnotes]] ==

'''1''': ''There is a [[literary]] element being employed here that may not be immediately noticeable. The [[Turkish flag]] is comprised of a white [[crescent]] and [[star]] [[superimposed]] on a [[crimson]] [[background]]. The [[poet]] is creating an [[imagery]] of a [[crescent]] and comparing it to the frowning [[eyebrows]] of a [[sulky]] [[face]]. To be [[specific]], the flag (and the spirit of freedom which it embodies, under [[threat]] from [[invading]] nations against whom victory [[initially]] seems impossibly difficult to [[achieve]], [[hence]] "[[coy]]") is being treated as a coy [[maiden]] with a sulky face (symbolically, the [[resentment]] of the invasion) who is playing hard-to-get. That is, the "coy" flag is being "[[playful]]" about letting the troops achieve [[ultimate]] victory and thus, freedom.''

'''2''': ''A literal translation of this word would be "the [[infinite]]s" - a Turkish poetical word (with no direct English translation) that refers to everything that is [[perceived]] infinite by Man: the heavens, the oceans, the horizon, the Universe, etc.''

'''3''': ''Again, some explanation is required. What is being referred to as "[[civilization]]" is the invading [[European]] nations ([[France]], [[Britain]], [[Italy]] and [[Greece]], to be [[specific]]) and their modern armies, which were [[superior]] in terms of [[equipment]] and [[manpower]] to the war-[[stricken]], [[undermanned]], and [[underfed]] Turkish forces that were [[hastily]] [[assembled]] by [[patriotic]] civilians and [[ex]]-military officials following [[World War I]]. This [[tight]] [[collaboration]] between civilians and former armed officials was due to the [[Ottoman Dynasty|Ottoman Imperial Court]]'s internal corruptions and the presence of individuals in power who preferred to protect their own interests rather than the interests of the [[greater]] [[public]]. (see [[Mehmet VI|Sultan Vahdeddin]] and [[Damat Ferid Pasha]]) This self-[[preserving]] behavior [[manifested]] itself as political [[Quisling|inaction]], an [[openness]] to foreign manipulation, [[treason|trecherous]] [[collaborationism]] and the much-protested acceptance of an unjust [[Treaty of Sèvres|treaty]] - actions that ultimately resulted in a [[hurt]] national pride, widespread feelings of [[resentment]] and [[humiliation]], as well as the [[anarchic]] [[dissolution]] of the [[Empire]]. It was at such a [[grim]] point in time that a [[defiant]] new organization of armed and civil forces, led by [[Ataturk]], [[gave]] the people [[hope]] for the future through a series of successful battles and liberation campaigns, which gradually turned into an increasingly successful [[Turkish War of Independence|War of Independence]].''

''Thus, the poet is calling out to the Nation, and saying that while "the lands of the West may be armed with walls of steel", i.e. "while these European armies may have seemingly impenetrable/unbeatable modern technology and weaponry, do not be fooled/discouraged by their apparent superiority. Look at what we have [[Turkish War of Independence|accomplished]] so far with virtually non-existent arms and supplies! We are horribly fatigued, and at a [[disadvantage]] in every conceivable way, yet we still are able to succeed in our battle for [[liberty]]! This seemingly undefeatable '[[monster]]' has had almost every one of its teeth knocked out ([[hence]], 'single-fanged') by our victorious campaign! Our [[motivation]], faith, and internal drive is what has and will continue to carry us through, and that is something that our enemies cannot [[remotely]] match. All we need for ultimate victory is the ability to recognize our true '[[innate]] strenghts': a '[[fiery]] faith' and the '[[mighty]] chest (i.e. heart) of a believer'.''

'''4''': ''[[Prostration]] is the act of laying one's [[forehead]] on the ground as part of Muslim [[sacred]] [[ritual]] (see [[Namaz]], [[As-Sajda]] or [[Salah]]). The image being painted here is that of a [[battle]]-fallen and [[pain]]-[[stricken]] man, who becomes [[ecstatic]] following the victorious end of the [[Turkish War of Independence|War of Independence]]. This is a man whose mind, body and soul have at long last found [[peace]], and may finally [[ascend]] and reach the heavens, knowing that his homeland is finally safe and sound and that all his suffering was all [[worth]] it in the end.''



{{Wikipedia|Istiklal_Marsi}}

[[Kategori:Türkiye]]
[[Kategori:Milli marşlar]]

[[tr:Fear not!]]

Wikipedia has an article on: